Haberler


Türkiye'nin Böceklerine De Göz Diktiler
admin tarih 13.07.2011, 17:23 (UTC)
 Türkiye'nin Böceklerine De Göz Diktiler

Gümrük ekipleri, bu kez de şimdiye kadar ki en büyük böcek kaçakçılığını ortaya çıkardı.


Geçen ay düzenledikleri operasyonla sadece Türkiye'de yetişen 5 bini aşkın bitki tohumu ve fidesinin yurt dışına kaçırılmasını önleyen gümrük ekipleri, bu kez de şimdiye kadar ki en büyük böcek kaçakçılığını ortaya çıkardı.

Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden topladıkları böcekleri, yurt dışına kaçırmaya çalışan Çek Cumhuriyeti uyruklu 6 kişi yakalandı. Zanlıların aracında yapılan aramada, kutular içine gizlenmiş uğur böceği, sinek, arı, ağustos böceği gibi 48 türe ait toplam 6 bin 14 adet böcek bulundu.

Geçen ay 2 Hollandalının Türkiye'ye özgü bitki tohumlarını yurt dışına kaçırmaya çalışırken yakalanmalarının ardından bu kez de Çek Cumhuriyeti vatandaşı 6 kişi, Türkiye'den topladıkları çeşitli böcek türlerini ülkelerine götürmek isterken yakalandı.

Alınan bilgiye göre, yabancı bazı kişilerin Rize bölgesinde bitki örnekleri topladıkları ve bu bitki örneklerini yurtdışına çıkarabilecekleri ihbarı alan gümrük muhafaza ekipleri, Kara Kapıları Taşıt Takip Programı aracılığıyla tüm sınır kapılarında önlem aldı.

Bir süre sonra Türkiye'den çıkış yapmak üzere Kapıkule Yolcu Salonu Gümrük Sahasına gelen Çek Cumhuriyeti uyruklu E. H. idaresindeki HOK14... plakalı araç, Kara Kapıları Taşıt Takip Programının uyarı vermesi üzerine incelemeye alındı.

Araçta yapılan aramada, küçük tüp ve kutuların içine gizlenmiş çok sayıda böcek tespit edildi. Gümrük ekipleri, bunun üzerine uzman görüşüne başvurmak amacıyla Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden yardım istedi.

Üniversiteden gelen Doç. Dr. Zühal Okyar, Doç. Dr. Murat Yurtcan ve Uzm. Dr. Volkan Aksoy'dan oluşan bilirkişi heyeti, toplam 48 türe ait 6 bin 14 böcek olduğunu tespit etti. Böceklerin çoğunun "Coleoptera" familyasına ait halk arasında bilinen adıyla uğur böceği, kara fatma, geyik böcekleri türleri,

"Heteroptera" familyasına ait süne, kımıl, ağustos böceği türleri, "Diptera" familyasına ait sinek türleri ve "Hymenoptera" grubuna ait arı türleri olduğu belirlendi.

-BÖCEKLERE 500 BİN LİRA DEĞER BİÇİLDİ-

Bilirkişi heyetinin düzenlediği ekspertiz raporunda; İç Anadolu'nun kuzeyi ve Karadeniz bölgesinden toplanan böceklerin "etil asetat emdirilmiş talaşlı saklama kaplarında öldürüldüğü ve stoklandığı" belirtildi. Raporda, söz konusu böceklerin maddi olarak değerinin ise 500 bin lira olduğu kaydedildi.

Araçta bulunan E. H'nin yanı sıra Çek Cumhuriyeti uyruklu K. M, A. M, P. H, T. R. ve J. M. hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.

Zanlıların söz konusu böcekleri Türkiye'de 1, 5 ayda topladıklarını, bilimsel amaç için yurt dışına götüreceklerini öne sürdükleri öğrenildi.

El konulan böcekler, Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Entomoloji müzesinde korumaya alındı.

-"BÖCEKLERİN İÇİNDE TOPLU İĞNE UCU BÜYÜKLÜĞÜNDE OLANLAR VAR"-

Bilirkişi heyetinde yer alan Trakya Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yurtcan, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, bilimsel amaçla bile olsa ülkenin biyolojik varlıklarının, resmi bir kurumdan izin alınmadan veya bilimsel bir araştırma kurumuyla ortak çalışma protokolü yapılmaksızın yurt dışına çıkarılmasının suç olduğunu söyledi.

Zanlıların söz konusu böcekleri, "atrap" olarak tabir edilen fileler yardımıyla, ışık tuzaklarıyla ve toprak eleme yöntemiyle yakaladıklarını belirlediklerini ifade eden Yurtcan, "Böceklerin içinde toplu iğne ucu büyüklüğünde olanlar var. Bunları yakalamak için 6-7 kilo toprağı özel bir elekle elemişler ve böcekleri böyle bulmuşlar" diye konuştu.

Yurt dışında kelebek ve böceklerin pazarları ve borsalarının bulunduğunu kaydeden Yurtcan, şöyle konuştu:

"Böcek kaçakçılığı farklı amaçlarla yapılabiliyor. Gelişmiş ülkelerin çoğunda doğa tarihi müzeleri var. Kaçakçılar, turist olarak gittikleri ülkelerde böcekleri toplayıp bu müzelere para karşılığı satıyorlar. Böyle bir böcek borsası var. Ayrıca böcek türleri, gen çalışmalarında kullanılabiliyor. Ancak bunlar bizim ülkemizin biyolojik zenginlikleridir izin alınmadan toplanmasının önüne geçilmelidir.

Bizim ülkemiz böcekler ve bitkiler açısından çok iyi bir gen kaynağı. Çünkü Avrupa, Asya ve Afrika türlerini topraklarımızda barındırıyoruz. Biyolojik açıdan çok zengin bir ülkeyiz. Bu nedenle bitki ve böcek kaçakçıları daha çok bizim ülkemizi tercih ediyor. "

-TÜRKİYE'DE BÖCEK KAÇAKÇILIĞI-

Son yıllarda Türkiye'de endemik bitki ve böcek kaçakçılığı girişimlerinde artış olduğunu ifade eden gümrük uzmanları, son yaptıkları operasyonun Türkiye'deki en büyük böcek kaçakçılığı olduğunu belirttiler.

Geçen ay da dünyada sadece Erzurum Karayazı'da yetişen bir tür ters lale olan çiçeğin son kalan 57 adet soğanını sökerek yurt dışına götürmeye çalışan 2 Hollandalı, Kapıkule Sınır Kapısı'nda yakalanmıştı. Hollandalıların kullandıkları araçta yapılan aramada çoğu endemik 160 türe ait 5 bin 236 adet bitki tohumu, bitki kökü ve fidesi ele geçirilmişti.

Türkiye'de 4 Ağustos 2007 yılında Makedonya uyruklu 1 kişi Artvin'de topladığı 1450 kelebekle, 2008 yılında da Alman uyruklu 1 kişi yine Artvin'de topladığı 350 adet çeşitli türde böceği yurt dışına çıkarırken İpsala ve Kapıkule gümrük kapılarında yakalanmıştı. Gümrüklerde 13 Ekim 2010 tarihinde 10 adet hamam böceği, 8 Kasım 2010'da da 20 cırcır böceği ele geçirilmişti.

- ANKARA
(Anadolu Ajansı)


 

Ölü Caretta Caretta Sahile Vurdu
admin tarih 13.07.2011, 17:19 (UTC)
 Aydın'ın Kuşadası İlçesi'nde Güzelçamlı Beldesi'ndeki Eczacılar Sitesi sahilinde dünyada nesilleri tehlike altında olan caretta caretta türü bir ölü kaplumbağa bulundu.


Aydın'ın Kuşadası İlçesi'nde Güzelçamlı Beldesi'ndeki Eczacılar Sitesi sahilinde dünyada nesilleri tehlike altında olan caretta caretta türü bir ölü kaplumbağa bulundu.

Denize giren vatandaşların bulduğu kaplumbağa için Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği'ne (EKODOSD) haber verildi. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ile dernek yetkilileri, ölü bulunan hayvanın herhangi bir yerinde yara izine rastlamadı. Sürücü, "Caretta carettanın kontrolünü yaptığımızda, yetişkin olduğunu, birkaç gün önce öldüğünü, herhangi bir yerinde yara olmadığını gördük, denize atılan naylonlardan yutarak boğulduğunu tahmin ediyoruz. Caretta carettaların yaşam mücadelesinde karşılaştığı en büyük sorunlardan birisinin, denize atılan naylon poşetler olduğu biliniyor. Denizanası yiyerek beslenen caretta carettalar, naylon poşetleri de denizanası zannederek yutuyor. Bu nedenle birçok caretta caretta boğularak yaşamını yitiriyor" dedi.

Bahattin Sürücü, denizlere atılan naylon poşetlerin bu canlıların hayatlarını riske soktuğunun herkes tarafından bilinmesi gerektiğini kaydetti. Sürücü, "Deniz ekosisteminin önemli parçası olan bu canlılar olmasa denizanalarından denizlere girilemezdi. Yumurtlamak haricinde karaya çıkmayan, oksijeni havadan almasına rağmen uzun süre su altında kalan caretta carettaların korunması için duyarlılık gösterilmesi ve denizlerimizin kirletilmemesi gerekir. Caretta carettalar, Güney Ege ve Akdeniz kıyılarını üreme alanı olarak kullanmakta ve beslenme amacıyla bölgemiz kıyılarına gelmektedir" diye konuştu.

Ölen caretta Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Mehmet Uzuner'in izniyle gömüldü. - Aydın / Kusadasi
(Doğan Haber Ajansı)


 

Zigana Köyü Şenlendi, Doğa Okulu Açıldı
admin tarih 11.07.2011, 09:09 (UTC)
 Zigana Köyü Şenlendi, Doğa Okulu Açıldı

Şenlikten Festivale 4'üncü Lames Şenliği ve Devlet Sanatçısı Ömer Yılmaz'ı Anma Günü düzenlendi.






Gümüşhane'nin Torul İlçesi'ne bağlı Zigana Köyü'nde, Şenlikten Festivale 4'üncü Lames Şenliği ve Devlet Sanatçısı Ömer Yılmaz'ı Anma Günü düzenlendi. Zigana Köyü'nde uzman öğretim üyeleri tarafından çeşitli gruplara ders verilecek Doğa Okulu da törenle açıldı.

Zigana Köyü Muhtarlığı, Zigana Köyü Çevre Koruma Derneği ve Zigana Coğrafyası Derneği tarafından düzenlenen şenliğe Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu, eşi Sabiha Salihoğlu, AK Parti Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın, Torul Kaymakamı Şafak Gürçam, Gümüşhane Belediye Başkanı MHP'li Mustafa Canlı, Torul Belediye Başkanı Selami Bostan, Zigana Köyü Çevre Koruma Derneği Başkanı Tufan Aydoğan, Zigana Coğrafyası Derneği Başkanı Savaş Aydın, Devlet Sanatçısı Tuncer Tercan, 5 yıl önce yaşamını yitiren Devlet Sanatçısı Ömer Yılmaz'ın eşi Aynur Yılmaz ve davetliler katıldı.

Adını yufka içerisine pancar, peynir veya patates konularak saç üzerinde pişirilen yöresel bir yemekten alan Lames Şenliği'nin açılış konuşmasını yapan Vali Salihoğlu, Doğa Okulu'nun açılışının da anlamlı olduğunu belirterek, "İlimiz genelinde bu aylarda çok sayıda şenlik ve etkinlikler yapılıyor. Bu tür etkinlik ve şenliklerin faydalarından çok zaman zaman zararlarını da gördüğümüz oluyor. Doğayı bozuyorlar, kirletiyorlar. Ancak, bugün burada düzenlenen şenlikte açılan doğa okulu, doğaya ne kadar önem verildiğinin de kanıtıdır" dedi.

Devlet Sanatçısı tenor Ömer Yılmaz'ın eşi Aynur Yılmaz ise, "Eşimim okuduğu okulda böyle Doğa Okulu'nun açılması çok güzel bir şey. Eşimin bu köyde yetiştiğinin fark edilmesi beni çok mutlu etti. Onun köyünde böyle bir günde anılması, onun resimleri ile bir odanın açılmasından son derece memnunum" diye konuştu.

DOĞAYI SEVEN NESİLLERİN YETİŞECEK

Zigana Coğrafyası Derneği Başkanı Savaş Aydın da Doğa Okulu'nun açılış amacının gelecek nesillerin doğayı bilen ve doğayı seven insanlar olarak yetişmesine destek vermek olduğunu söyledi. Savaş Aydın, "Projede gelecek nesilleri şekillendirecek öğretmenler, öğretmen yetiştiren kurumlardaki bilim insanları ve diğer ilgili gruplara uzman öğretim görevlileri tarafından eğitim verecek" dedi.

Yapılan konuşmalardan sonra Zigana Doğa Okulu, Vali Salihoğlu ve törene katılanlar tarafından açıldı. Salihoğlu ve yanındakiler, ressam Azmi Aytekin'e ait eserlerin yer aldığı sergiyi ve Devlet Sanatçısı Ömer Yılmaz anısına açılan ve içerisinde sanatçıya ait fotoğrafların bulunduğu bölümleri gezdi.

Devlet Sanatçısı Tuncer Tercan ise 7 Nisan 2006'da yaşamını yitiren Devlet Sanatçısı tenor Ömer Yılmaz anısına bağlaması ve türküleriyle konser verdi. Konser sırasında Yılmaz'ın eşi Aynur Yılmaz duygulu anlar yaşadı, gözyaşlarına engel olamadı.

Şenlikte daha sonra davetlilere, köylü kadınlar tarafından yapılan lames ikram edildi, kemençe eşliğinde horon tepildi.
(Doğan Haber Ajansı) 10.


 

Bafa Gölü Tehlike Saçıyor
admin tarih 11.07.2011, 09:05 (UTC)
 Bafa Gölü'nde, insan sağlığı açısından tehlikeli olduğu için, yüzmek de yasaklandı.


Muğla'nın Milas ile Aydın'ın Söke ilçeleri sınırları içerisinde yer alan, ani alg patlamaları ve su kirliliği nedeniyle kuş ve balık ölümlerinin meydana geldiği Bafa Gölü'ne, insan sağlığı açısından tehlikeli olduğu için, yüzmek de yasaklandı. Son beş yıldır Bafa Gölü'nde incelemelerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici "Gölde yaşam insan eliyle, yasa dışı uygulamalar ve ihmallerle yok edildi" dedi.

Çevresinde dört köy ve turistik tesislerin yer aldığı Bafa Gölü'nde doğa katliamının önlenmesi ve doğal yaşamın geri döndürülmesi amacıyla Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOST) ile Bafa Belediyesi tarafından 'Geçmişten Günümüze Bafa Gölü Ekolojisindeki Değişimler ve Çözüm Önerileri' konulu toplantı düzenlendi. Belediye Düğün Salonu'ndaki toplatıya CHP'li Bafa Belediye Başkanı Zühra Dönmez, EKODOST Başkanı Bahattin Sürücü, Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Göller Ekolojisi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, Didim'in Akyeniköy Belediye Başkanı MHP'li Yusuf Deveci, Aydın DSI Bölge Müdürlüğü Etüd ve Plan Başmühendisi Uğur Güler, çevreciler, Kapıkırı, Pınarcık ve Gölyaka köylüleri katıldı.

Toplantıda konuşan Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, 2007 yılından bu yana Bafa Gölü'nde yaptığı incelemeleri sık sık raporlar halinde ilgili kurumlara göndermelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığını ileri sürdü. Yrd. Doç. Dr. Kesici, "Gölün doğal yapısına müdahale ve yasalar ihlal edilerek göl kenarında sanayileşme, atıkların Göle atılmasına izin verilmesi, kıyı alanlarının işgal edilmesi, Göle akan doğal kaynakların kurutulması sonucu bugünlere gelindi. Gölde yaşam insan eliyle, yasa dışı uygulamalar ve ihmallerle yok edildi. Göl ve çevresinde yaşıyan balık ve kuş türleri yok olma aşamasına geldi. DSI'nin 2009 yılına kadar gölü kurtarmak amacıyla harcadığı 60 milyon lira boşa gitmiş" diye konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Kesici'nin konuşmasına tepki gösteren Aydın DSI Bölge Müdürlüğü Etüd ve Plan Başmühendisi Uğur Güler, "Çok yanlış ve eksik bilgiler veriyorsunuz. Siz kurumları suçlama hakkına sahip değilsiniz. Ben size gerçekleri anlatayım" dedi. Güler'in bu sözleri köylüler tarafından alkışlarla protesto edildi.

Yrd. Doç. Dr. Kesici de kendisini ajitasyon ve saygısızlık yapmakla, yalan söylemekle suçladığını belirttiği Uğur Güler'den davacı olacağını açıkladı.

EKODOST Başkanı Sürücü, amaçlarının bilimsel raporlar ve projeler ışığında Baga Gölü'nü 30 yıl önceki haline kavuşup bir turizmin hizmetine sunmak olduğunu vurguladı.

Bu arada, Milas Kaymakamı Bahattin Atçı, Bafa Belediyesi ve yöredeki köy muhtarlarına gönderdiği yazıda, 31 Temmuz 2011 tarihine kadar Bafa Gölü'nde balık avlanması ve yüzülmesinin yasaklandığını bildirdi.
(Doğan Haber Ajansı)


 

Bafa Gölü'ne Girmek de Yasak
admin tarih 11.07.2011, 09:02 (UTC)
 Bafa Gölü'ne Girmek de Yasak

Muğla'nın Milas ile Aydın'ın Söke ilçeleri sınırları içerisinde yer alan, ani alg patlamaları ve su kirliliği nedeniyle kuş ve balık ölümlerinin meydana geldiği Bafa Gölü'ne, insan sağlığı açısından tehlikeli olduğu için girmek de yasaklandı.






Muğla'nın Milas ile Aydın'ın Söke ilçeleri sınırları içerisinde yer alan, ani alg patlamaları ve su kirliliği nedeniyle kuş ve balık ölümlerinin meydana geldiği Bafa Gölü'ne, insan sağlığı açısından tehlikeli olduğu için girmek de yasaklandı. Son 5 yıldır Bafa Gölü'nde incelemelerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, "Gölde yaşam insan eliyle, yasadışı uygulamalar ve ihmallerle yok edildi" dedi.

Çevresinde dört köy ve turistik tesislerin yer aldığı Bafa Gölü'nde doğa katliamının önlenmesi ve doğal yaşamın geri döndürülmesi amacıyla Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOST) ile Bafa Belediyesi tarafından 'Geçmişten Günümüze Bafa Gölü Ekolojisindeki Değişimler ve Çözüm Önerileri' konulu toplantı düzenlendi. Belediye Düğün Salonu'ndaki toplantıya Bafa Belediye Başkanı CHP'li Zühra Dönmez, EKODOST Başkanı Bahattin Sürücü, Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Göller Ekolojisi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, Didim'in Akyeniköy Belediye Başkanı MHP'li Yusuf Deveci, Aydın DSI Bölge Müdürlüğü Etüd ve Plan Başmühendisi Uğur Güler, çevreciler, Kapıkırı, Pınarcık ve Gölyaka köylüleri katıldı.

'GÖLDE YAŞAM İNSAN ELİYLE YOK EDİLDİ'

Toplantıda konuşan Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, 2007 yılından bu yana Bafa Gölü'nde yaptığı incelemeleri sık sık raporlar halinde ilgili kurumlara göndermelerine rağmen gerekli önlemlerin alınmadığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Kesici şöyle konuştu:

"Gölün doğal yapısına müdahale ve yasalar ihlal edilerek göl kenarında sanayileşme, atıkların Göle atılmasına izin verilmesi, kıyı alanlarının işgal edilmesi, Göle akan doğal kaynakların kurutulması sonucu bugünlere gelindi. Gölde yaşam insan eliyle, yasadışı uygulamalar ve ihmallerle yok edildi. Göl ve çevresinde yaşayan balık ve kuş türleri yok olma aşamasına geldi. DSI'nin 2009 yılına kadar gölü kurtarmak amacıyla harcadığı 60 milyon lira da boşa gitmiş. "

SAVUNMAYA ALKIŞLI PROTESTO

Yrd. Doç. Dr. Kesici'nin konuşmasına tepki gösteren Aydın DSI Bölge Müdürlüğü Etüd ve Plan Başmühendisi Uğur Güler ise, "Çok yanlış ve eksik bilgiler veriyorsunuz. Siz kurumları suçlama hakkına sahip değilsiniz. Ben size gerçekleri anlatayım" deyince, köylüler tarafından alkışlarla protesto edildi.

Yrd. Doç. Dr. Kesici de kendisini ajitasyon ve saygısızlık yapmakla, yalan söylemekle suçladığını belirttiği Uğur Güler'den davacı olacağını açıkladı.

EKODOST Başkanı Sürücü, amaçlarının bilimsel raporlar ve projeler ışığında Bafa Gölü'nü 30 yıl önceki haline kavuşturup, turizmin hizmetine sunmak olduğunu vurguladı.

AVLANMAK VE YÜZMEK YASAK

Bu arada, Milas Kaymakamı Bahattin Atçı Bafa Belediyesi ve yöredeki köy muhtarlarına gönderdiği yazıda, 31 Temmuz 2011 tarihine kadar Bafa Gölü'nde balık avlanması ve yüzülmesinin yasaklandığını bildirdi. - Muğla / Milas
(Doğan Haber Ajansı)
 

Doğa Dostları Dicle Nehri'ne Atladı
admin tarih 11.07.2011, 09:01 (UTC)
 Doğa Derneği'nin Hasankeyf'te düzenlediği protesto eyleminde, yaklaşık 100 doğa ve tarih dostu Dicle Nehri'ne atladı.





Doğa Derneği'nin Batman'ın Hasankeyf İlçesi'nde düzenlediği protesto eyleminde, yaklaşık 100 doğa ve tarih dostu, Ilısu Barajı'nın yapılmasını protosto için, Dicle Nehri'ne toplu halde atladı. Bu eyleme, 'Hasankeyf'te büyük atlayış' adını veren tarih ve doğa aktivistleri, 'Hasankeyf'i vermeyeceğiz' mesajı verdi.

Ilısu Barajı Gölü tehdidi altındaki Batman'ın tarihi ilçesi Hasankeyf'te bir grup tarihsever ile birlikte eylem yapan Doğa Derneği, ilginç bir etkinliğe imza attı. Doğa Derneği yetkilisi Dicle Tuğba Kılıç, Hasankeyf Köprüsü'nden Dicle Nehri kıyısına kadar tarihseverlerle aşırı sıcağa rağmen yürüdü. 'Save Hasankeyf. World Hentage', 'Dünya Mirası Hasankeyf yok olmasın', 'Hasankeyf'i vermeyeceğiz', 'Hasankeyf'i yaşatmak elimizde', 'Hasankeyf dünümüz, yarınımız' yazılı dövizlerle Dicle Nehri kenarına kadar yürüyen tarih ve doğa dostları, bir kez daha Hasankeyf'e destek için birlik sözü verdi.

Doğa Derneği yetkilisi Dicle Tuğba Kılıç, Hasankeyf'teki büyük atlayışın amacının Ilısu Barajı ile tehdit altında olan Hasankeyf ve Dicle Nehri'ne dikkat çekmek olduğunu belirterek, "Hasankeyf'te buluşan tarih ve doğaseverler tüm dünya ile aynı anda Dicle Nehri'ne atladı. Hasankeyf ve Dicle Nehri'nin kurtarılması için Ilısu Barajı'nın iptal edilmesini istiyoruz" dedi.

"Unesco DÜNYA MİRASI LİSTESİ'NE ALINMALI"

Her yıl Avrupa'da nehirlerin korunması için düzenlenen büyük atlama etkinliğine bu yıl Hasankeyf'in de katıldığını anımsatan Dicle Tuğba Kılıç, "Bu bölgenin Unesco dünya mirası olarak ilan edilmesini talep ediyoruz. Burayı kesinlikle vermemeye kararlıyız. Hasankeyf hep yaşayacak" diye konuştu.

Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi sözcüsü Recep Kavuş da, yıllarca Hasankeyf'i savunduklarını ifade ederek, "15 bin yıllık tarihi Ilısu'ya feda etmeyeceğiz" dedi.

Sıcak havaya rağmen Dicle Nehri kıyısında kimi elbiseyle, kimisi ise şortla atladığı nehirdeki etkinliğe, özellikle çocuklar da büyük ilgi gösterdi. 100'e yakın tarih ve doğa dostunun destek verdiği 'büyük atlama' öncesinde bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin ve Doğa Derneği yetkilileri de nehir kenarında hatıra fotoğrafı çektirdi.
(Doğan Haber Ajansı)




 

<- Geri  1  2  3  4  5  6 Devam -> 
bugün dunyacim.tr.gg de 15 ziyaretçi (92 klik) kişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol